Bireysel ve endüstriyel insan faaliyetlerinin doğaya verdiği zarar, günümüzde geri dönülmesi zor bir noktaya ulaştı. Geleceğin dünyası için büyük tehditler yaratan bu durum, bugünün dünya yaşamının da önemli ölçüde zorlaşmasına neden oluyor. Özellikle son yıllarda etkileri giderek daha fazla hissedilen küresel ısınma, büyük çevresel felaketlerin önünü açıyor. Karbon ayak izi düzeyinin azaltılması ve bunun için tedbirler alınması halinde, yaşanabilecek felaketleri yavaşlatmak ve uzun vadede daha yaşanabilir bir dünya inşa edebilmek mümkün.
Karbon ayak izi nedir sorusu, çok sayıda insan tarafından merak ediliyor. Günümüzde yaşanan iklim krizi ile alakalı konularda sıkça kullanılan bir kavram olan karbon ayak izi, insan faaliyetleri ve tüketimleri nedeniyle atmosfere yayılan tüm sera gazlarının, ton cinsinden toplam değerini ifade eder. Diğer bir ifadeyle artan karbon ayak izi, dünyanın yaşanılabilir bir yer olmaktan çıkmasına neden olur. Karbon ayak izi doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki farklı şekilde ortaya çıkar. Araçların, parfüm ve diğer kozmetik ürünlerin kullanılması, endüstriyel ya da konut alanlarında fosil yakıtların tüketilmesi gibi durumlar doğrudan karbon ayak izini oluşturur.
Dolaylı karbon ayak iziyse, kullanılan ürünlerin üretimi esnasında ortaya çıkan ya da tüketim sonrasında doğada yok oluncaya kadar geçen süre boyunca salınan miktarı tanımlar.
Karbon ayak izini etkileyen faktörler oldukça fazladır. Hem bireysel hem de endüstriyel olarak yürütülen pek çok faaliyet, karbon ayak izinin artmasına neden olur. Buna neden olan etkenlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:
• Sanayileşme: Sanayi Devrimi ile başlayan sanayileşme süreci, günümüze kadar çevre felaketlerinin ve karbon ayak izi artışının en büyük nedeni oldu.
• Nüfus Artışı: Sanayi Devrimi ile birlikte köylerden kentlere doğru göçün artması, kentlerin kalabalık tüketim merkezleri haline gelmesi ve refah ile sağlık şartlarındaki iyileşmelerle birlikte doğum oranlarının artması da karbon ayak izi artışında önemli bir pay tutar.
• Atıklar: Geri dönüştürülmeyen, bilinçsiz bir şekilde doğaya atılan atıklar da karbon ayak izinin artışına yol açar.
• Fosil Yakıtlar: Taşıtlarda, konutlarda ve endüstriyel alanlarda yaygın olarak kullanılan fosil yakıtlar, çevre kirliliğinin ve sera gazı salınımının önemli nedenlerindendir.
• Yenilenebilir Enerji Yatırımlarının Azlığı: Yenilenebilir enerji yatırımları yapmak yerine, var olan doğal kaynakları tüketmek de sera gazı salınımını artırır.
Karbon ayak izi salınımının azaltılması için hem bireysel hem de şirketler bazında alınabilecek pek çok tedbir bulunur. Şirketlerin karbon ayak izi daha fazla olduğu için, bu noktada en büyük sorumluluk şirketlere düşer. Enerji verimliliği sağlayacak yöntemleri benimsemek, profesyonel atık yönetimi uygulamalarını benimsemek, doğayı korumak ve sosyal sorumluluk projeleri ile doğanın güçlendirilmesine katkı sağlamak, karbon yakalama ve depolama teknikleri geliştirmek, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek ve sürdürülebilir endüstriyel üretime geçmeleri şirketlerin bu noktada atabileceği adımların başında gelir. Ayrıca çalışanlar arasında kurumsal karbon izi hakkında bilgilendirme çalışmaları yapmak ve işletmenin yıllık karbon ayak izi salınımını hesaplayarak şeffaf bir şekilde açıklamak da kurumsal olarak alınabilecek tedbirler arasında yer alır.
Her ne kadar bireysel karbon ayak izi salınımı düşük olarak görülse de 7 milyardan fazla insan olduğu düşünüldüğü zaman, ortaya büyük rakamlar çıkar. Bu yüzden bireysel olarak da ciddi tedbirlerin alınması gerekir. Bireysel araç kullanımı yerine toplu taşıma ya da bisiklet tercih etmek, geri dönüştürülebilir ev atıklarını ayrıştırıp geri dönüşüme göndermek, tek kullanımlık ürünler yerine yeniden doldurulabilir ürünlere yönelmek, plastik ürünleri doğal alternatifler ile değiştirmek, alışverişlerde yerel üreticilerin ürünlerini almak, organik tarım ürünlerini tüketmek bireysel olarak alınabilecek tedbirler arasında yer alır.